6 Eylül 2011 Salı

Televizyon

Eveeet... İlk yazımla sizlerleyim. Bugün konumuz televizyon ve reklam kavramı. Bugün ülkemizde birçok insa gününün büyük bölümünü televizyon başında geçiriyor. Peki bu süre içerisinde ne kadar yararlı veya ne kadar zararlı bilgiler ediniyor? Ya da daha çok yararlı programlar mı izliyoruz yoksa zararlı programlar mı? Bir çoğunuzun zararlı programlar dediğinizi duyar gibiyim. Evet günümüzün büyük bölümünü zararlı veya gereksiz programlar izleyerek geçiriyoruz.
Şimdi bir düşünelim bakalım. Gün boyu nasıl programlar yayınlanıyor? Programlar hangi zaman dilimine göre yerleştiriliyor? Günümüzde özellikle yaz aylarında programlar tatilde iken kelimenin tam anlamıyla sabahtan akşama kadar dizi tekrarları izliyoruz. Peki bu programlar bize ne kazandırıyor? Açıkça belirtiyorum: Hiçbir şey kazandırmıyor. Programlar tatilden dönünce de günün büyük bölümünde kadın programı diye tabir ettiğimiz programları izliyoruz. Bu programların ise bir çoğu gereksiz ve bize bir şey katmayan izdivaç tarzı programlar oluyor. Bunların yanında yararlı olan bazı programlar da var tabi ki. Günümüzde çok az rastladığımız ve izlenmeyen programlardan bahsediyorum. Özellikle TRT'de bu tür programlara rastlıyoruz. Neyse biraz daha ilerleyelim. Gelelim haber kuşağına. Bu saatler televizyonun bize bir şeyler kattığı önemli saatler oluyor. Ama şunu da belirtmeliyim ki televizyonda izlediğimiz haberlerin çoğu radikal habercilik anlayışını kaybetmiş ve artık tamamen kendi düşüncelerine göre haber hazırlayan kadrolardan oluşuyor. Haberler bitiyor sonra yeniden diziler veya filmler... Bunlar da bitiyor. Sıra geliyor gece kuşağına. Belki de bize en yararlı olabilecek kuşağa. Özellikle yaz günleri bu kuşaklarda belgesel tarzı yayınlar bulunuyor.
Peki soruyorum sizlere: Bize yararlı olan yayınlar neden sadece izleyici ekrana bağlayan ve izleyiciye hiçbir şey katmayan öğle kuşağında izleyiciye sunulmuyor? Çünkü bizim izleyicimiz kimin ne zaman nasıl kaçırıldığını ve onu kimin kaçırdığını doğadan ve diğer canlılardan daha çok merak ediyor. Size ne kardeşim kimin kimi kaçırdığından. Siz olayları bizim polisimizden daha mı iyi çözebileceğinize inanıyorsunuz? Kardeşim bize bunlar lazım değil. Bize bilgi lazım bilgi. Çok sinirlendim bu yazımı bitiriyorum.

2 yorum:

Bende 98 liyim asla yaşım küçük diye pes etme siten çok güzel.Mükemmel işlere imza atabilirsin.Bana sorabileceğin bir soru olursa hiç çekinmeden sorabilirsin.enesatli@alienesatli.com

Yorum Gönder

Bizden yorumunuzu esirgemeyin...